Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ünal Değer, 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası nedeniyle “COVID-19 ve Engelli Bireyler” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yrd. Doç. Dr. Değer, söz konusu yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Küresel COVID-19 salgını, engelli bireyler için yüksek risk oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilen 10-16 Mayıs Dünya Engelliler haftası, engelli bireylere yönelik farkındalığın artırılması amacıyla anılan önemli bir haftadır. Her yıl sportif ve sanatsal etkinliklerle karşılanan Dünya Engelliler Haftası kapsamında bu yıl, COVID-19 nedeniyle pandemi koşullarında engelli olmanın getirdiği zorluklar tartışılmıştır.
Dünyanın birçok ülkesi gibi ülkemiz de pandeminin etkisini azaltabilmek için çeşitli alanlarda politikalar geliştirmiştir. Bu süreçte halk sağlığı korunurken bir toplumun aynası olan engelli bireylerin de sağlığını korumak ve gözetmek son derece önemlidir. BM tarafından yayınlanan ‘Engelli Kişilerin Haklarına Dair Uluslararası Sözleşme’nin 11. Maddesi ile devletlerin özel risk durumlarında engellileri korumak ve güvenliklerini sağlamak konusunda insan hakları hukukuna uygun olmak üzere tüm yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerektiği belirtilmektedir.”
“Engelli Bireyler Yüksek Risk Grubunda”
“BM, 2020’ de yayınladıkları raporda engelli bireylerin yüksek risk grubunda yer aldığını ifade etmiştir. Engelli bireyler ev dışı ortamlarda el yıkama gibi hijyen koşullarını yerine getirmede sorun yaşayabilmektedirler. Bir çok kamu alanı ve özel kurumlarda rahatça erişebilecekleri hijyen noktalarının olmaması nedeniyle bulaş riski artmaktadır. Yeni tip koronavirüsten korunabilmek için sosyal mesafeyi korumak da çok önemlidir. Ancak çoğu engelli birey için sosyal mesafeyi sağlamak ve temassız iletişimi sağlamak toplumun diğer üyelerine göre çok daha zordur. Özellikle görme engelli bireyler çevre hakkında bilgi edinmek veya fiziksel destek almak için nesnelere dokunma ihtiyacı hissetmektedirler. Ayrıca bakımevlerinde yaşayan veya tamamen bağımlı olan bireyler sosyal mesafe kuralını uygulamada zorlanmaktadırlar.
Engelli bireylerin mevcut sağlık durumları da bu riski artıran en önemli nedenlerdendir. Çoğunlukla fiziksel kısıtlılıklarına bağlı olarak ortaya çıkan düşük aktivite düzeyi kalp ve akciğer sağlığını olumsuz etkilemektedir. Benzer şekilde ilaç kullanımı veya bazı faktörlere bağlı olarak gelişen diyabet, obezite gibi kronik hastalıklar da virüsle mücadeleyi zorlaştırmakta hatta ölüme sebebiyet verebilmektedir.”
“Önlemler Almak Şart”
“Engelli bireylerin yaşadığı riski azaltmak için önlemler almak şarttır. Pandemi krizi ile baş edebilmek için sadece devlet yetkilileri ve sağlık elemanları değil toplumun her kesiminden gönüllülerin olması şarttır. Ayrıca engellileri temsil eden dernekler ve örgütlerle iş birliği yapmak faydalı olabilir. Engelli bireylere ve primer bakıcılarına önlemler kapsamında virüs tespiti sağlayan testlerin düzenli olarak yapılması önemlidir. Benzer şekilde aşılamada bu gruba öncelik verilmelidir. Ancak bu hizmetlerin erişilebilir ve ekonomik (düşük test ücretleri) olması gereklidir.
Mimari engeller, engebeli yollar veya merdivenlerin olmadığı, ulaşılması kolay alanlarda veya mümkünse ev ortamında test ve aşı imkanı sağlanmalıdır. Ayrıca maske, önlük, eldiven ve el dezenfektanları gibi kişisel koruyucu donanımların düşük maliyetli/ücretsiz olarak ve düzenli olarak engelli bireylerin ev ve iş yerlerine ulaştırmak da yararlı olabilir. Salgın riskini azaltma ve önlemlere yönelik bilgi kaynaklarına ve iletişim kanallarına erişim kolaylaştırılmalıdır. Canlı yayın veya kaydedilmiş programlara ve sosyal medya yayınlarına alt yazı ve işaret dili desteği eklenmelidir. Görme/işitme engelli bireylerin yazılı bilgilere kolayca erişebilmesi için, Braille alfabesi ile hazırlanmış bilgilendirme yazılarının oluşturulması da bir seçenek olabilir.
Engelli bireylere yönelik tele sağlık hizmeti geliştirilmeli ve COVID-19 hakkında bilgilendirme yapılmalıdır. Ayrıca devlet yetkilileri, belediyeler vb. ile iletişim kurabilecekleri ve gerekli durumlarda yardım alabilecekleri özel hatlar (telefon ve e‑posta) oluşturulmalıdır. Özellikle kalabalık ve yoğun noktalarda çalışan engelli bireylerin evden çalışmaları sağlanmalı veya çalışma saatleri esnetilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü’nün iş yerleri için COVID-19 salgınına karşı hazırladığı kılavuz mutlaka dikkate alınmadır. Daha az temasla çalışma politikalarının benimsenmesi ve mümkün kılınması için teknolojik desteğin verilmesi önemlidir.”
“Rehabilitasyon Süreçleri Devam Etmeli”
“Engelli bireyleri pandemi süresince fiziksel, psikolojik ve zihinsel rehabilitasyon ihtiyaçlarının devam etmesi çok önemlidir. Ancak rehabilitasyon yaklaşımları uygulanırken virüs bulaşma riskinin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu nedenle sağlık hizmeti sunan merkezlere eğitimler verilmeli ve denetlenmelidirler. Maske, önlük, eldiven ve el dezenfektanları gibi kişisel koruyucu donanımların merkezlere ulaştırılmasına öncelik verilmeli ve mümkünse ücretsiz tedarik hakkı sağlanmalıdır. Mağaza, market ve eczane gibi kurumlar engelli bireyler için özel giriş saatleri düzenleyerek alışverişi daha güvenli hale getirilebilir veya temassız alışveriş imkanı (adrese teslimat vb.) sağlayabilir.
Sonuç olarak, 160 milyondan fazla kişinin COVID-19 tanısı aldığı günümüzde önlem ve tedavi politikaları geliştirilirken engelli bireyler de göz önünde bulundurulmalıdır. 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası’nın engelli bireyler ile ilgili toplumsal farkındalığı artırmasına ve salgın gibi olağanüstü durumlarda da hayatlarını kolaylaştıracak doğru adımlar atılmasına vesile olmasını temenni ediyorum.”