Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), Rüstem Kitabevi ile imzaladığı protokol çerçevesinde sanatsal etkinliklerine devam ediyor. DAÜ, bu bağlamda 1944 Luricina doğumlu Günay Güzelgün’ün desen sergisi ile etkinliklerini çeşitlendirdi. Serginin açılışı, 6 Ocak 2020 Pazartesi günü, saat 18:30’da, Rüstem Kitabevi’nde gerçekleşti. Törene DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam, Diş Hekimliği Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Aydın Karakuzu, Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Emre Hamurtekin, Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Senih Çavuşoğlu, DAÜ Sanat Koordinatörü ve Sergi Küratörü Zehra Şonya, Sanatçı Günay Güzelgün, Rüstem Kitabevi çalışanları ve sanatseverler katıldı. Günay Güzelgün’ün desen sergisi, 31 Ocak 2020 tarihine kadar, Pazar günleri hariç, 10:00 – 19:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
“400’e Yakın Sanat Eserini Arşivimize Kattık”
140’a yakın desenin yer aldığı serginin açılış konuşmasını gerçekleştiren DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam, “Yaklaşık altı yıl önce göreve geldiğimizde, bir üniversitenin üniversite olabilmesi için belli başlı kriterleri olması gerektiğini ve bunlardan bir tanesinin de topluma ve sanatçıya verilebilecek olan değer olduğunu ifade etmiştik. Bu altı yıl içerisinde ben ve değerli çalışma arkadaşlarım, karınca kararınca da olsa Kıbrıs’ta yaşayan değerli sanatçılarımızın eserlerini özellikle koruma altına almak ve onlarla birlikte olmak için elimizden gelen gayreti gösterdik ve şu an 400’e yakın sanat eserini arşivimize kattık. Dolayısı ile kendi vizyonum açısından baktığım ve topluma olan hassasiyetimi değerlendirdiğim zaman, altı yılda hiç de fena bir noktaya ulaşmamış olmamız beni çok mutlu ediyor” diye konuştu.
“Üniversite Toplumun Kültürüne Katkı Koymalıdır”
Kendisinden sonra görevi devralacak rektörün de bu vizyonu sürdürebilmesini dilediğini vurgulayan Prof. Dr. Osam, “Çünkü üniversite, sadece nitelikli yayın yapmak ve insan yetiştirmek değildir. Aynı zamanda toplumun kültürüne belli başlı ölçülerde de olsa katkı koyacak gerekli çalışmaları yapmak gerekir. Biz bugüne kadar elimizden gelen gayreti sergiledik ve bu yüzden de çok mutluyum. Burada önemli olan, gizli sanatçılarımızı ortaya çıkarabilmek ve onları esasında topluma anlatabilmektir. Bu akşamki sergimiz bu bakımdan büyük bir önem arz etmektedir. Sayın hocamız Zehra Şonya’ya bugüne kadar yapmış olduğu ve yapacağı çalışmalar için teşekkür ediyorum. Bundan sonraki çalışmaların da adaya büyük katkı olacağını düşünüyorum. Zaman içerisinde bir ulusun belli noktalara gelebilmesi, sanatçısına sanat eserlerine vermiş olduğu ciddi yaklaşım ile ortaya çıkabilecek bir özelliktir. DAÜ olarak biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Umarım uzun soluklu bir çalışma olur ve sanatçılarımız da gerek toplumda, gerekse de literatürde kendilerine düşen yeri almış olurlar. Sayın sanatçımıza ve küratörümüze bu imkanı bize sağladıkları için içtenlikle teşekkür ediyorum” dedi.
“Köyümün Güzelliklerine Teşekkür Ederim”
Serginin açılışında konuşan sanatçı Günay Güzelgün şunları söyledi: “Lütfedip izlemeye gelen herkesi selamlarım. Bu etkinliği düzenlemek için zaman ve emeğini harcayan değerli heykel sanatçımız Zehra Şonya’ya, beni var eden anneme babama, bu aşamaya gelmemde en ufak katkısı olan herkese sonsuz teşekkürler ederim. Dünyada bir eşi daha olmayan, taptığım köyümün beyaz toprağına, suyuna, masmavi gökyüzüne, etrafını çevreleyen tepelerine ve daha saymakla bitiremeyeceğim güzellik ve değerlerine katkıları için teşekkür etmek boynumun borcu diye düşünürüm.”