Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı, Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Tüzmen, 28 Şubat’ın çift sarmal yapısının keşif günü olması dolayısıyla yazı kaleme aldı. Prof. Dr. Tüzmen, “DNA Bilgisinin Çift Sarmalının Keşfi: 28 Şubat 1953” başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:
“DNA Nedir?
Deoksiribonükleik asit (kısaltılmış DNA), bir organizmanın gelişimi ve işleyişi için genetik bilgi taşıyan moleküldür. DNA, çift sarmal olarak bilinen bir şekil olan bükülmüş bir merdiveni andırır şekilde birbirinin etrafında dolanan iki bağlantılı iplikten yapılmıştır. Bu bağlamda DNA, protein sentezi için genetik bilgi ve talimatlar içeren organik bir kimyasaldır. DNA, organizmaların canlılık işlevleri ve biyolojik gelişimleri için gerekli olan genetik talimatları sağlayan bir moleküldür. Ayrıca DNA, genetik biliminin ve kalıtımın temel molekülüdür. Bu nedenle genetik incelemeler bireylerin hastalıklara yatkınlıklarını, ilaçlara karşı geliştirilecek yanıt ve kişiye fayda sağlanması gibi çoğu noktada önemli rol oynamaktadır. DNA araştırmaları ile birlikte tıp, adli tıp, eczacılık, üreme biyolojisi, tarım gibi alanlarda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Günümüzde DNA dizilimini ortaya çıkaran teknolojiler ve DNA testleri, DNA yapısının keşfi ve İnsan Genom Projesinin tamamlanmasıyla mümkün olmuştur.
DNA'nın çift sarmal yapısının keşfi, bilim tarihinin en önemli buluşlarından biridir. Bu keşif genetik anlayışımızın temelini oluşturdu ve biyoloji, tıp ve biyoteknoloji gibi alanlarda devrim yarattı. Keşif, Rosalind Franklin ve Maurice Wilkins'in önemli katkılarıyla birlikte James Watson ve Francis Crick'e atfedilmektedir.
1953 yılında Cambridge Üniversitesi Cavendish Laboratuvarı'nda çalışan Watson ve Crick, DNA'nın yapısı için çift sarmal modelini önerdiler. Modelleri, DNA'nın, adenin (A) bazlarının timin (T) ile eşleştiği ve sitozin (C) guanin (G) ile eşleştiği, sarmal bir merdiven konfigürasyonunda birbiri etrafında bükülmüş iki şeritten oluştuğunu ileri sürdü. Bu tamamlayıcı baz eşleşmesi, hücre bölünmesi sırasında DNA'nın aslına uygun şekilde kopyalanması için bir mekanizma sağladı.
Watson ve Crick'in buluşu, Franklin'in sarmal bir yapıyı öneren DNA liflerinin X-ışını kırınım görüntüleri de dahil olmak üzere çeşitli deneysel verilere dayanıyordu. Franklin, Watson-Crick modeline doğrudan katkıda bulunmamış olsa da, çalışmaları DNA'nın yapısına dair kritik bilgiler sağladı.
DNA'nın çift sarmal yapısının keşfi, yalnızca genetik bilginin nasıl depolandığı ve iletildiği konusunda moleküler bir açıklama sağlamakla kalmadı, aynı zamanda kalıtım, gen ifadesi ve genetik çeşitlilik mekanizmalarına ilişkin daha fazla araştırmanın yolunu da açtı. Genetik, moleküler biyoloji, tıp ve biyoteknoloji gibi alanlarda yaşam anlayışımızı en temel düzeyde şekillendiren derin etkileri olmuştur. Watson, Crick, Franklin ve Wilkins, bu çığır açıcı keşfe katkılarından dolayı 1962'de Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'ne layık görüldü.”