Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yeşim Hamurtekin, D vitamini ile ilgili açıklamalarda bulundu. Dr. Hamurtekin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Azı Karar Çoğu Zarar Peki Bu D Vitamini Ne Kadar Yarar”
“2020’yi kara yıl ilan etmemize neden olan “Covid 19” dolayısıyla bütün dünya ülkelerince üstüne araştırmalar yapılan ve bir an önce aşısı ya da en etkin tedavisi bulunsun diye dualarımızın bir olduğu süreci yaşıyoruz. Herkes kendini ve kendi sevdiğini koruma derdinde. Tamam herkes bu virüse maruz kalacak bunu hepimiz biliyoruz ama ne kadar geç yakalanırsak o kadar iyi olur. En azından o zamana kadar aşı bulunmuş olacak. Peki o zamana kadar ne yapmalıyız? Nasıl korunacağız? Yöntem basit, sosyal mesafeye dikkat et, maskesiz asla çıkma, hijyene dikkat et, dengeli beslen ve tabi ki asla vitamin almayı ihmal etme, özellikle C ve D vitaminini.
Buraya kadar güzel, gayet mantıklı bir yaklaşım. Peki bu kadar kolay olmalı mı bu vitamin alımı. Uzman olarak ifade etmeliyim ki, vitaminler metabolizmamızda çok önemli rollere sahiptir ve kesinlikte alınmalıdır. Ancak C Vitamini, B vitamini gibi suda eriyen vitamin gruplarını alırken idrarla dışarı atılabildiği için, bu grup vitaminleri alırken bir miktar daha rahat hareket edebiliriz. Fakat A, D, E, K vitaminleri yağda eriyen ve yağ dokusunda depolanan vitamin çeşitleridir. Dolayısıyla fazla alınması durumunda yarardan ziyade zararlı etkilere yol açacaktır. Atalarımız ne demiş “Azı karar çoğu zarar”.
Peki nasıl bir çözüm önerilmeli? Kıbrısta yaşayanlar olarak güneşin bu kadar fazla olduğu ve kışı sadece iki ay gören bir yerde, D vitamini eksikliğinin görülmesi pek garip. Bilmeyenleriniz için kısaca anlatacak olursak D vitamini, güneş ışınlarından gelen UVB (ultraviyole B) ve metabolizmamızdaki kolesterol ile derimizde sentezlenen bir moleküldür. Vücudumuzdaki D vitamininin %80’ni güneş ışınlarınca vücumuzda üretilir. Geriye kalan %20’lik kısmını ise diyetimizle alırız. Hatta yapılan araştırmalara göre yazın güneş ışınlarının en dik geldiği (UVB’ce zengin) anda güneş koruyucu krem olmadan 10 dakikalık yapılan güneşlenme ile 6 aylık D vitamini deposu sağlanır. Ancak tekrar etmek gerekir ki ‘azı karar çoğu zarar’. Yine yapılan araştırmalar gösteriyor ki güneş ışınlarına fazla maruz kalma melanom dediğimiz en riskli deri kanserlerinden birinin oluşumuna yol açıyor. Dolayısıyla ne güneşe çıkmamazlık yapılmalı ne de güneşin altına yatıp saatlerce beklemeliyiz.
D Vitamini hakkında doğru bildiğimiz yanlışlar.
-
Güneşe çıksak bile dışarıdan D vitamini takviyesi almalıyız.
Kesinlilkle yanlış bildiğimiz bir bilgi. D vitamini güneş ışığında zaten vücutta sentezleniyor. Dışarıdan takviye almamız D vitamini fazlalığına yol açabilir. Ayrıca D vitaminini dışarıdan takviye olarak almamızı sadece doktor önermelidir. -
Komşum D vitamini takviyesi alıyor. Kendini çok iyi hissediyor. Ben de almalı mıyım?
Hayır almamalısınız. Öncelikle doktora gidip kan örneği vererek D vitamini değerine baktırmalısın. Doktorun gerek görürse sana zaten reçete yazacaktır. -
Yaz ayı boyunca güneşlenmeli miyim?
Hayır, güneşlenmemeli! Derimizin D vitamini üretmesi için ihtiyaç duyduğu UVB sadece açık tenliler için 5- 10 dakika, koyu tenliler için bu süre 15-20 dakika. Ten rengi koyulaştıkça bu süre biraz daha artırılabilir ama 30 dakikayı geçmemeli. -
Evimde, salonumda perdeyi açıp oturursam D vitamini üretilmiş olur mu?
Hayır üretilmez, derimizin bu vitamini sentezleyebilmesi için UVB’ye ihtiyacı vardır. Cam bu ışının geçişini engeller. -
Güneş koruyucu krem (SPF30, SPF50) sürerek güneşlenirsem D vitamini sentezi gerçekleşir mi?
Hayır gerçekleşmez. Yukarıda da belirttiğim üzere güneşin deriye direkt teması gerekiyor. -
Yeni doğan bebeğim var. Çocuk doktorumuz D vitamini verdi. Bunu muhakkak kullanmalı mıyım?
Kesinlikle kullanılmalı. Sağlık bakanlığının verdiği güncel bilgiye göre bebeğin 1. gününden itibaren bu vitamin verilmeli. Çünkü yeni doğan bebeklerin derilerinde D vitamini sentezi gerçekleşmez. D vitamini bebeğin kemik gelişimi, diş çıkarması, kas gelişmesi, sinir hücrelerinde iletim, bağırsaklardan mineral ve kalsiyum emilimi gibi çok önemli rollere sahiptir. Zaten doktorununuzun vermiş olduğu bütün talimatlara uyulmalıdır. -
50 yaşını geçtim, takviye D vitamini almalı mıyım?
Yaş ilerledikçe yani kabaca 50 yaşını geçmişsek vücudumuzda artık yapımdan ziyade yıkımlar meydana gelir. Bundan dolayı derimizdeki hücreler de yaşlanmaya başlamıştır. Yeterince D vitamini sentezi gerçekleştiremezler. D vitamininin görevlerinden biri kandan kalsiyum emilimi yapıp kemik ve diş oluşumu sağlamaktır. Dolayısıyla D vitamini olmayınca kanda da muhakkak olması gereken kalsiyum bu defa bazı hormonlarca (parat hormonu) kemikten bozdurularak sağlanır. Yani kemik erimesi başlar (osteoporoz). 50 yaş üstündeyseniz rutin check-up yaptırıp hem D vitamini hem de kalsiyum düzeylerinize aynı zamanda kemik yoğunluğunuza (kemik dansitometresi) baktırmalısınız. D vitamini takviyesini doktorunuz ihtiyaç görürse reçetelendirecektir.
Sonuç: Günümüzün hastalığı “covid 19”, yarınımızın “X” hastalığı hep olacaktır. Sadece isimler ve yaptığı patolojik etkileri değişecektir. Unutmamalıyız ki bizim zaten vücudumuzda inanılmaz bir savunma sistemimiz var. Sadece bu sistemi daha aktif ve kuvvetli hale getirmeliyiz. Bunun yolu da gerekli önlemleri alıp, dengeli beslenmek ve vitaminlerimizi ihmal etmememekten (doktor kontrolünde) geçiyor.”