Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Vedat Bayoğlu Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Bayoğlu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Farkında ol! Dokunmaktan korkma! Erken teşhis hayat kurtarır!”
“İnsan vücudu dokulardan ve bu dokuları oluşturan özelleşmiş hücrelerden oluşmaktadır. Kanser; bir veya birkaç hücrenin normal özelliklerinin dışında bir değişim göstermesi ve kontrolsüz çoğalması ile meydana gelen bir hastalıktır. Her yıl dünyada 12 milyondan fazla insan kanser tanısı almaktadır. Tüm dünyada ölüm nedenlerinin başında gelen kanser, çağımızın en önemli hastalıklarından biridir.
Meme kanseri, tüm dünyada olduğu gibi bölgemizde de kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Hayat boyu her 8 kadından birinin meme kanserine yakalanma riski vardır. Meme kanserinin nedeni ve hastalığa neden olan faktörler tam olarak bilinmemektedir. Başlıca riski artıran faktörler arasında: kadın olmak, ileri yaş, ailede genç yaşta tanı konmuş kanser hastası olması, erken yaşta adet görmek, geç yaşta menopoza girmek, ilk çocuğunu ileri yaşta doğurmak, dışarıdan hormon ilaçları almak, meme bölgesine radyoterapi almak, BRCA1/2 gibi genetik mutasyonların olması yer almaktadır.
Tüm dünyada her yıl 1,5 milyon kadın meme kanserine yakalanmakta ve yaklaşık 250 bin kadın bu hastalıktan dolayı kaybedilmektedir. Bu denli yaygın ve ölümcül bir hastalık olmasına rağmen meme kanseri, yüksek riskli bireylerde önlenebilir, günümüz gelişen tedavi modaliteleri ile tamamen tedavi edilebilir bir hastalıktır. Son 25 yıllık sürede Türkiye’de meme kanseri sıklığında yaklaşık 2,5 kat artış olduğu gözlenmiş olsa da güncel korunma, tarama, tanı, tedavi ve izlem yöntemleri ile ölüm oranları ciddi oranda azalmıştır.
Meme kanseri erken saptandığında, tedavinin başarı oranı yüksektir. Yeni tedavilerle, hastalığın ileri seviyelerinde de başarı büyük oranda artmış, yasam süresi ciddi olarak uzamış ve yaşam kalitesi belirgin olarak düzelmiştir. Meme kanserinde erken teşhisin önemi ve meme kanseri farkındalığının artırılması amacıyla, Dünya Sağlık Örgütü, 2004 yılından bu yana her yıl Ekim ayını "Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı" olarak belirlemiştir. Kamuoyu dikkatinin bu önemli sağlık sorununa çekilmesi ve toplum bilincinin arttırılması amacıyla bu ayda çeşitli etkinlikler ve eğitim faaliyetleri yapılmaktadır.
Önemli bir halk sağlığı sorunu olan, meme kanserinde, en önemli iki kavram; korunma ve erken tanıdır. Birincil korunmada; yaşam tarzı değişiklikleri, sağlıklı (sebze ve meyveden zengin) beslenme, haftada en az 150 dakika orta düzeyde (en az 10 dakika tempolu yürüyüş, bisiklete binme gibi) ya da haftada en az 75 dakika ağır düzeyde (en az 10 dakika koşma, yüzme gibi) fiziksel aktivite yapma, sağlıklı kiloda olma ve bu kiloda kalma, sigara ve alkolden uzak durma temel öncelik olmalıdır. 1,5 – 2 yıl emzirmenin de anneyi meme kanserinden koruduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır.
İkincil korunmada ise; Kendi Kendine Meme Muayenesi (KKMM) yapmak, klinik meme muayenesi yaptırmak ve mamografi vb. görüntüleme yöntemleri ile tıbbi takip temel yaklaşımdır. Kişi ayna karşısında kendi memelerini gözlemlemeli, şekil, biçim, simetrileri açısından ortaya çıkabilecek değişiklikleri erkenden fark etmeye çalışmalıdır. Kendi kendine meme muayenesi broşürüne https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/kanser-db/yayinlar /afis_ve_brosur/14-_KKMM_Brosuru_1-2.pdf web adresinden ulaşılabilir. Yapılan çalışmalar, KKMM yapmanın etkin ve erken tanıda yararlı olduğunu göstermiştir.
Meme kanserinde tarama için önerilen ise; 20-40 yaş arasında, her ay KKMM yapması ve iki yılda bir doktora klinik meme muayenesi için gidilmesidir. 40-69 yaş arasında her ay KKMM yapması, yılda bir doktora klinik meme muayenesi için gidilmesi ve belli aralıklarla mamografi, ultrason vb. görüntüleme yöntemleri ile memenin değerlendirilmesidir.
Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesidir. Bunun yanında, memede ya da meme ucunda ağrı, meme derisinde değişiklik (Deride kalınlaşma, kızarıklık, içe çökme-gamzeleşme, kaşıntı kabuklaşma, portakal kabuğu görünümü), meme başında değişiklik (Çekinti-içe çökme, hassaslaşma, tahriş ya da yapısal bozulma), tek taraflı meme ucunda akıntı, koltuk altında ele gelen sertlik-kitle, memenin bir kısmında veya tümünde şekil değişikliği sık karşılaşılan bulgular arasında yer almaktadır.
Tanıdan sonra tedavi, multidisipliner, Genel Cerrahi – Medikal Onkoloji – Radyasyon Onkolojisi – Plastik Cerrahi – Radyoloji ve destek ekiplerin yer aldığı bir ekip tarafından yürütülmelidir. Her hastanın tedavisi tümörün özelliklerine, hastanın genel durumuna, eşlik eden diğer hastalıklara göre ciddi farklılık göstermektedir. Temel olarak tedavide, cerrahi, kemoterapi, radyasyon tedavisi ve hormonoterapi yer almaktadır. Son yıllarda, kişiye özgü tedavi imkanı sağlayan hedefe yönelik tedaviler, diğer bir deyişle akıllı moleküller, kullanıma girmiştir. Bu ilaçlar sayesinde, tedavide belirgin iyileşme gözlenmiş, tedavi başarısında ciddi artışlar sağlamış ve hastalığın seyri tamamen değişmiştir. Güncel tedavilerin her geçen gün başarısı daha da artmaktadır.
Sonuç olarak, meme kanseri günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Öldürücülüğü yanında tedavisindeki zorluklar, hasta ve ailenin üzerine düşen psikolojik-maddi-manevi yük ve ülke ekonomisine etkileri göz önüne alındığında toplumun bilinçlendirilmesi ve erken tanı halen başarıda önemli bir rol oynamaktadır. Meme kanseri konusunda toplumda farkındalığın artırılması ve toplum bilincinin geliştirilmesi, mücadelede en etkili yöntemlerin başında gelmektedir. Bu amaçla günümüzde Sağlık Bakanlığı ve birçok sağlık kuruluşu tarafından farkındalığı artırmaya yönelik eylem planları, etkinlikler yapılmaktadır. Meme kanseri ile savaşta en önemli gelişim, erken tanı oranının artırılması ile sağlanacaktır. Erken tanıda kilit nokta ise KKMM’dir. Bundan dolayı kadınlarımızın, dokunmaktan, kendi kendini muayene etmekten korkmaması, çekinmemesi, tamamen iyileşebilecek bu hastalıkta, tanıda geç kalmaktan korkması gerekmektedir.”
Kaynaklar
1- T.C Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Araştırma, Geliştirme ve Sağlık Teknolojisi Değerlendirme Dairesi Başkanlığı, Meme Kanseri Korunma, Tarama, Tanı, Tedavi ve İzlem Klinik Rehberi (Versiyon 1.0), Yayın No:1170, Ankara, 2020.