Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Politikalar Merkezi (DAÜ KPM) ile DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nün iş birliği ile “Rus Düşünce Tarzının Temel Özellikleri: Süreklilik ve Değişim” konulu bir seminer gerçekleştirildi. Seminerin açılış konuşmasını DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ve KPM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sözen gerçekleştirdi. Prof. Dr. Sözen, Ukrayna’daki Rus askeri operasyonu dahil olmak üzere, son gelişmeler göz önüne alındığında tartışılan konunun ve zamanlamasının çok yerinde olduğunu belirtti. Prof. Dr. Sözen, ardından seminerin konuşmacılarından DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Vera Liubchak’ı tanıttı. 2010 yılında Rusya Tomsk Devlet Üniversitesi’nden Kültür Felsefesi alanında doktora derecesini aldıktan sonra 2020 yılına kadar Rusya Novosibirsk Devlet Üniversitesi’nde Tarih, Siyaset Bilimi ve Kültürel Çalışmalar Bölümü’nde Doçent olarak çalışan Dr. Liubchak, Rus düşünce tarzının özgüllüğü konusunun yanı sıra, barışı koruma konularında da çalışmalarını sürdürüyor. Dr. Liubchak, 2020 yılından beri DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ikinci doktora öğrenimini yürütüyor.
Dr. Liubchak konuşması sırasında, Rus dış politikasının tasarlanması ve yapımı açısından Rusya’da yaygın olarak hakim olan düşünce biçiminin büyük etkisi olduğunu, bu düşünce biçimine göre ise gerçekliği duygusal olarak algılama, bilgiye karşı yüzeysellik, kadercilik, hayatta kalma ve kültürel ikilik gibi özelliklerin öne çıktığını belirtti. Bu bağlamda, özellikle toplumsallık ve bireysellik arasındaki sınırların birbiri içine girdiğini vurgulayan Dr. Liubchak, bunun özellikle kişisel mahremiyete ve özgürlüklere saygısızlık olarak yansıdığını ve bunun etkilerinin Rus dış politikasında görüldüğünü sözlerine ekledi. Dr. Liubchak günümüz Rus politikasında Çarlık Rusyası ve Sovyetler Birliği dış politikası yapımında etkin olan düşünce biçiminin devamlılık gösterdiğini, bunun altında yatan neden olarak Rus kültüründe ve eğitim sisteminde eleştirel sorgulamanın eksikliğinin öne çıktığını ifade etti