Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Buket Ertürk Şengel, 18 Kasım Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Dr. Şengel açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
Antibiyotikler Neden Bu Kadar Önemli?
Antibiyotikler, hastalığa sebep olan bakterilerin öldürülmesi ya da üremelerinin durdurulması amacıyla kullanılan ilaçlardır ve ciddi enfeksiyonlarda hayati önem arz ederler. Ancak uygunsuz kullanılmaları durumunda istenmeyen bir takım etkiler ortaya çıkarırlar.
Antibiyotik tedavisine başlamadan önce şikayetlerin enfeksiyona bağlı olup olmadığı, eğer enfeksiyona bağlı ise buna bakterilerin sebep olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Mesela idrar yaparken yanma şikayeti olan her hasta idrar yolu enfeksiyonu geçiriyor demek değildir. Taş, anatomik bozukluk gibi birtakım sebepler de bu şikayete sebep olabilir. Mevcut şikayetler hastada enfeksiyon olduğunu düşündürüyorsa bu aşamada da buna sebep olan mikroorganizmanın bakteri olup olmadığını değerlendirmek gerekir. Antibiyotikler bakteriler içindir, grip, hepatit, larenjit gibi birçok viral enfeksiyonda antibiyotik tedavisinin yeri yoktur. Vücudun bağışıklık sistemi bu enfeksiyonların kendi kendini sınırlamasını sağlar. Bu nedenle antibiyotik tedavisi mutlaka bir uzman tarafından gerekli değerlendirilmeler yapılarak başlanmalıdır.
Genel olarak, şüphelenilen ya da kanıtlanmış bakteriyel enfeksiyonu olan hastaların tedavisine gerekli kültür örnekleri alınarak o bölgede enfeksiyona sebep olabilecek bakteriler öngörülerek tedavi başlanılabilir. Ancak hasta 48-72 saat sonra mutlaka sonuçlar ve klinik durumu ile beraber tekrar değerlendirilmeli ve artık ismi belli olan bakteriye uygun antibiyotik tedavisine geçilmeli ya da gerekli değil ise tedavi sonlandırılmalıdır. Peki antibiyotikleri gereksiz ya da yanlış kullanırsak ne olur?
Antibiyotiklerin yanlış kullanılması (örneğin; gerekli olmayan durumlarda, gereğinden uzun süre ya da yanlış dozda kullanılması gibi) ilaca bağlı istenmeyen yan etkilere, antibiyotik ilişkili ishale ve özellikle de antibiyotiklere dirençli mikroorganizmaların ortaya çıkması gibi ciddi sorunlara yol açmaktadır. Antibiyotik kullanımı mutlaka hasta bazında değerlendirilmelidir. Enfeksiyon bölgesine göre verilmesi gereken antibiyotik değiştiği gibi, aynı enfeksiyona sahip farklı hastalara farklı antibiyotikler verilebilir. Ciddi yan etkileri olabilen bu ilaçların hastanın kalp, böbrek, karaciğer fonksiyonları, allerji varlığı gözönüne alınarak seçilmesi ve doz ayarı yapılması gerekmektedir. Diğer çok ciddi bir sorun da direnç sorunudur. Bir antibiyotiğe direnç gelişmesi demek o antibiyotiğin etkili olduğu bakterinin sebep olduğu enfeksiyonu tedavi edememek anlamına gelir ki bu bazen ölümcül olabilir. Direnç geliştiren bakteriler genetik madde aktarımı yoluyla bu direnci ortamdaki diğer bakterilere de geçirebilir ve o ortamdaki çoğu bakteri de bu dirence sahip olur. Ve antibiyotik bakteriye karşı etki gösteremez. Özellikle hastanede yatan hastalarda yatış süresinin uzamasına hatta ölüme kadar giden sonuçları olabilir. Özellikle bağışıklık sistemi zarar görmüş hastalar için bu risk daha yüksektir. Ayrıca bu dirençli bakterilerin diğer hastalara bulaşıyla etkilenen kişi sayısı artabilir. Bilinmesi gerekir ki; tarım ve hayvancılıkta bilinçsiz kullanılan antibiyotikler de bu dirence sebep olmaktadır.
Bilinçsiz kullanımın önüne geçilemez ise dirençli bakteriler artması ve mevcut antibiyotiklerin etkisiz kalarak enfeksiyonların tedavisi yapılamaz duruma gelmesi kaçınılmazdır. Bu nedenledir ki antibiyotik gerekliliği kararının bir uzman tarafından verilmesi çok önemlidir.