İçeriğe git

DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Çocukluk Çağı Lösemileri Hakkında Açıklamalarda Bulundu

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ile Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülnur Tokuç, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası nedeniyle “Çocukluk Çağı Lösemileri” hakkında açıklamalarda bulundu.  Prof. Dr. Tokuç yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

Lösemi, kemik iliği hücrelerinin, özellikle de anormal akyuvarların aşırı çoğalmasıyla ortaya çıkan bir kanser türüdür. Yüksek sayıdaki anormal hücreler normal ilik hücrelerinin yerini alır. Böylece kan pıhtılaşmasında rol oynayan trombositler ve savunmada görevli normal akyuvarlar kemik iliğinde yapımları ve sayıları giderek azalır. Bu da lösemi hastalarında kanamaların yoğun görülmesine, hastaların kolay enfeksiyon kapmasına ve kansızlık (anemi) gelişmesine yol açar. 

Çocukluk çağında, lösemi, diğer kanser tiplerine göre daha sık görülür. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte hem genetik hem de çevresel faktörlerin önemli rol oynadığı düşünülmektedir.
 
Akut Lösemiler: Sürekli kanserli kan hücresi artışı yaşanır ve bunlar sağlıklı-normal kan hücrelerinden sayıca daha fazla hale gelir. Bu anormal hücreler diğer organlara yayılabilir. Akut lösemilerin sınıflandırılması temel olarak ortaya çıkan anormal hücrelerin tipleri esas alınarak yapılır.

Akut Lenfoid Lösemi (ALL): Normalde lenfosit adı verilen olgun kan hücresine dönüşmesi gereken lenfoblast isimli olgunlaşmamış kan hücrelerinin artmasıyla karakterizedir. Bu lenfoblastların sayıları giderek artar ve genelde lenf düğümlerinde birikerek şişliklere neden olurlar (lenfadenopati). ALL, en sık gözlenen çocukluk çağı kanseridir ve 15 yaş altındakilerde gözlenen lösemilerin yaklaşık olarak yüzde 80'inden sorumludur. Bazen yetişkinlerde de görülebilmekle birlikte, 50 yaşın üzerinde ALL son derece nadirdir.

Akut Myeloid Lösemi (AML): Myeloblast adı verilen ve normal kan hücrelerine dönüşmesi gereken hücrelerin çoğalmasıyla ortaya çıkar. Ergenlik çağında ve 20'li yaşlarda saptanan lösemilerin yüzde 50'sini, yetişkinlerdeki lösemilerin yüzde 20'sini oluşturur.

Kronik Lösemiler: Görünüşte olgun ancak normal olgun kan hücrelerinin yaptıklarını yapamayan kan hücrelerinin aşırı üretimiyle karakterizedir. Yavaş ilerler. Temel olarak iki alt grubu vardır:

Kronik Lenfoid Lösemi (KLL): Olgun görünüşe sahip lenfositlerin kemik iliğinde aşırı üretimiyle meydana gelir. Bu anormal hücreler, tam olarak olgunlaşmış normal lenfositler gibi görülürler. Ancak normal lenfositler gibi vücudumuzu enfeksiyonlara karşı koruyamazlar. KLL'de, kanser hücreleri kemik iliğinde, kanda ve lenf bezlerinde bulunur; lenf düğümlerinde şişmeler meydana gelir. KLL tüm lösemilerin yüzde 30'undan sorumludur. 30 yaşın altında nadiren görülür, ama sıklığı yaşla birlikte artar ve 60-70 yaş arasında daha fazla gözlenir.

Kronik Myeloid Lösemi (KML): Olgun görünüşlü ancak fonksiyon kaybı bulunan myeloid hücrelerin aşırı üretimiyle kendini gösterir KML, yetişkinlerde gözlenen lösemilerin yüzde 20-30'unu oluşturur ve 25-60 yaşları arasında gözlenir.

Lösemi, hastanın kan yaymasından ve kemik iliğinden alınan örnekten teşhis edilir.

Lösemilerde Belirtiler:

•Yorgunluk, halsizlik
• Soğuk algınlığı benzeri şikayetler
• İştah ve kilo kaybı
• Sık enfeksiyon
• Ciltte morarma ve cilt altında küçük kırmızı-mor noktalar (peteşi)

• Lenf bezlerinde şişme
• Solukluk
• Burun ve dişeti kanamaları
• Kemik ya da eklem ağrısı

Tedavi
Kanserli hücreleri öldürmek için ilaç tedavisi uygulanması, yani kemoterapi, çocuk lösemilerinde en sık uygulanan tedavi yöntemidir. Lösemilerin bazı türlerinde ve tekrarlayan ya da tedaviye yanıt vermeyen hastalarda kök hücre nakli yapılması gerekebilir. Kök hücreler vericinin kemik iliğinden toplanan olgunlaşmamış kan hücreleridir. Ya hastanın kendisinden tedavi öncesi alınır (otolog), ya da hasta ile doku grupları uyumlu başka bir kişiden alınır (allogenik) Kök hücreler ayrıca yenidoğanın göbek kordonu ve plasentasından toplanarak kordon kanı nakli için kullanılabilir. Toplanan bu hücreler, kemoterapi ile yok edilen kanserli hücrelerin yerine sağlıklı olanları koymak amacıyla kullanılır. Böylelikle, sağlıklı, olgun kan hücrelerini üretecek yeni bir kemik iliği yaratılmaya çalışılır.