Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Kıbrıs Politikaları Merkezi dönemin son konferansını geçtiğimiz günlerde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde gerçekleştirdi. ‘Yasemin Devrimi ve Arap Baharı Ötesinde Otokratik Seçkinler’ adını taşıyan seminerin açılış konuşmasını Akademik İşlerden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Sözen yaptı. Prof. Dr. Ahmet Sözen seminerin davetli konuşmacısı Dr. M. Moncef Khaddar’ı dinleyicilere tanıttı.
Lisansüstü eğitimini Tunus’ta tamamlayan Dr. M. Moncef Khaddar, ‘Tunus’ta Tek Parti ve Politik Şiddet’ ismini taşıyan tez çalışmasını yine aynı yerde tamamlamış ve doktora eğitimine devam etmiştir. 1977 yılında Paris-Sorbonne’de yazdığı tezi ‘Tunus’ta Dil ve Politik Gerçekler’ adını taşımaktadır. 1985-86 yıllarında Kalifornia Berkeley Üniversitesi’nde Orta Doğu Araştırmaları Merkezi’ne Fulbright Araştırma bursu kazanan Khaddar, 1989 yılında ise New York’ta bulunan Columbia Universitesi’nde araştırmalar yapmıştır. Genellikle Orta Doğu ve Afrika’daki devlet adamları ve ideolojileri aynı zamanda devlet toplum etkileşimi ve uluslararası insan hakları üzerine yoğunlaşan Khaddar, başta Fransa, Tunus, Mısır, ABD, ve Kuzey Kıbrıs olmak üzere birçok ülkede eğitim vermiştir. 2012 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden emekli olmuştur.
2010 yılında Orta Doğu’da başlayan Arap Baharı üzerine bilgiler vererek konuşmasına başlayan Dr. Moncef Khaddar, Arap Baharı’nın 21. yüzyılın en önemli politik olayı olma özelliğini taşıdığını söyledi. Halkın diktatör liderlere karşı ayaklandığı bu olaylar ilk olarak Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün’de başlamış ve daha sonra diğer Orta Doğu ülkelerine yayılmıştır.
Konuşmasına Tunus’ta yer alan politik protestolarla devam eden Khaddar, olayların başlangıcından önce Tunus’un baskıcı Zine El Abidine Ben Ali yönetiminde olduğunu ve halkın politik ve ekonomik zorluklarla boğuştuğunu belirtti. İşsizliğin önemli bir sorun olduğunun altını çizen Khaddar, diğer önemli bir sorunun da özgürlüklerle alakalı olduğuna değindi. Vatandaşların siyasal partilere katılma, düşüncelerini belirtme ve en önemlisi dini gerekliliklerini yerine getirme özgürlüğüne sahip olmadığını söyleyen Khaddar, büyük topluluklarca gerçekleştirilen karşıt gösterilerden sonra Cumhurbaşkanı Ben Ali’nin ülkeyi terkettiğini ve ‘Yasemin Devrimi’ adı verilen yeni bir dönemin başladığını belirtti. Devrimin parametrelerinden de bahseden Khaddar seminerin sonunda öğrencilerden gelen sorulara cevap verdi.