Tarihte zamanlarına göre asalak, yaramaz, tanrıtanımaz, isyankar olanlar devrimlere yol açmıştır. Hamam tasının su üstünde yüzdüğünü görüp suyun kaldırma gücünü keşfeden, bu keşfin üstüne binlerce ton ağırlığında şileplerin, kargo gemilerinin yapılmasına vesile olan kişi zamanına göre aykırıdır, uygunsuzdur, belki de delidir! Dünyanın bütün devrimcileri zamanlarının aykırılarıdır. Zamanın egemen ideolojilerine alternatif fikirler de pek çok toplumda bulaşarak hasta eden mikrop muamelesi görmüştür. Dünya tarihinde değişik değişik türdeki mikroplar devrimlere yol açmıştır.
İşler yolunda giderden, kurulu dünya düzeni kendi ekseninde dönerken beklenmedik bir şey oldu. Gözle göremediğimiz bir virüs dünya tarihini değiştirdi. Dünyaya meydan okuyan ABD, İngiltere gibi emperyal güçlerin birer kağıttan kaplan olduğunu bu mikroskobik virüs ortaya döktü. Dünyaya caka satan ABD’nin gerçekte güvenilir bir halk sağlığı programına sahip olmadığı, tipik zengin ve gelişmiş bir ülkede insanların sağlıklarının güvence altında olması gerektiği beklentisi yerler bir oldu. ABD ve İngiltere’nin kof devletler olduğu, buna nazaran Almanya, Fransa, Kanada gibi ülkelerin her vatandaşın yaşamak isteyeceği ülkeler olduğu kabak gibi ortaya çıktı. Takke düştü kel göründü!
Eğitim açısından da benzer bir şey oldu! Dokunduğunuzda ölürsünüz, soluduğunuzda ölürsünüz türü bir sağlık sorunu ortaya çıktı; alelacele okulları, üniversiteleri, tüm toplu iş yapan mekanları kapattık. Allahtan 21. Yüzyıldayız, tıp bilimi bize bu kadarını öğretti ve tecrübeyle ikna olduk.
Peki elde ne var? Belki hiçbir zaman çok satan, çok paylaşılan, çok konuşulacak yazılımlar olacağı düşünülmeden piyasada ulaşılabilir olan bir iki yazılım bir gecede keşfedildi, bir gecede küresel çapta popüler oldu. Microsoft’un Teams yazılımı ücretsiz olarak Microsoft müşterilerine sunulmaya devam edildi, ama hiçbir zaman bu kadar ilgi görmesi beklenmeyen Zoom adlı bir yazılım borsada değerine değer kattı.
Mikrop dünyayı değiştirdi!
İyi ki de böyle oldu. Ofisinde oturup günün bilmem hangi saatinde yüz yüze dersini yapmayı bekleyen öğretim elemanı bin yıldır süren en önemli ritüelinin elinden alındığını gördü. Derslik yok, öğrenci yok, okul yok! Ne var? Bilgisayarında sana küçük bir pencere sunan bir yazılım var, karşında sınıfında olan öğrenciler var. Ancak, sanal ortamda!
Gayet güzel uyum sağladık; öğrencilerimizle birlikte takıldık, çözdük, hata yaptık, düzelttik. İlginçtir, pandemiden önce esamisi okunmayan bu programların ne kadar da profesyonelce kurgulandığını ve pek çok çıkması muhtemel soruna çözümler barındırdığını öğrendik. Bu programlara emek koyanları tebrik ederiz, onlara teşekkür ederiz.
Mikrop devrim yaptı! Bundan geri dönüş yoktur, olmamalı.
Şu an kullandığımız online eğitim ilköğretim ve ortaöğretime kısıtlı fırsatlar sunarken yükseköğretime gerçekten büyük fırsatlar sunuyor. Lisans öğretim düzeyinde bu online sistemlerin bize, yani klasik yükseköğretim sistemlerine (ki bu durum bütün dünya için geçerlidir) sanıldığından çok daha az fırsatlar sunarken lisansüstü eğitim düzeyinde üniversitelere olağanüstü fırsatlar sunduğunu düşünüyorum. Lisans düzeyinde, yani kitle eğitiminin, kalabalık sınıfların söz konusu olduğu ortamlarda şu an kullandığımız online eğitim sistemlerinin çok önemli sorunları var (etkileşim, sınıf ortamının etkileşimli ekolojisi, sosyal iletişim, online eğitimde öğretim elemanının değişik öğretim performans yöntemlerini kullanma kısıtlılığı, online sınavların güvenliği, vb.). Lisans eğitimi gibi çok sayıda öğrencinin dahil olduğu sınavlarda çok ciddi sorunlar yaşadık. Bunların en çoğu internet alt yapısından kaynaklanırken bir kısmı da öğrencilerin ilgisizliği ya da fırsatçılığından kaynaklandı. Bu derece ciddi sorunlara yol açan online eğitimin lisans düzeyinde etkili kullanılabilmesi için daha zamana ihtiyaç var. Sözün özü; bu programları lisans düzeyinde kullanmaya şu an itibariyle pek çok itirazım olabilir. Kısaca, mümkünse ve zorunlu değilseniz lisans düzeyinde şu an elimizde olan araçlarla online eğitimden kaçının!
Ancak, bu online sistemlerin lisansüstü eğitimde büyük bir potansiyeli var. Lisansla farkı ne? Bir kere, lisansüstü sınıflar daha az kalabalık! İkincisi, lisansüstü programlarda lisans programlarındaki gibi kitle eğitiminden kaynaklanan pek çok standarda bağlı kalmak zorunda değilsiniz. Örneğin, kısıtlı sayıda öğrenciye araştırma ödevi, proje geliştirme, planlama, proje yönetimi, vb. konularda iddialı, volümlü çalışma görevleri, ödevleri, sınavları verebilirsiniz. Sayı sınırlı olduğu için bu çalışmaları okuyup değerlendirmek öğretim elemanının yeterlikleri içindedir. Dahası, lisansüstü programlarda öğrencinin performansını değerlendirmenin en iyi yolu da zaten budur. Tüm bunlara ek olarak, lisansüstü öğrencilerin motivasyonu ve psikolojik olgunluğu ile lisans öğrencilerinin motivasyonu ve psikolojik olgunluğu arasında dağlar kadar fark var. Yüksek lisans ve doktora derecesi için çalışan öğrenciler açısından şu an kullandığımız online eğitim araçları bile kendi içinde çok fazla iyilikler barındırıyor.
Şu uyarım dikkate alınmalı: Siyasi ve eğitim otoriteleri bu pandeminin güncelliğini radarlarından düşürmeden üniversite yönetimleri lisansüstü programlarda online/uzaktan eğitim konusunda YÖDAK, YÖK gibi kurumlara acilen girişimlerde bulunulmalıdır. Yabancı öğrencilere yönelik lisansüstü ve doktora programlarının açılması konusunda YÖK ve YÖDAK gibi onama kurumları daha anlayışlı olmalıdır. Ancak, lisansüstü programlarda da belirli periyodlarla bir araya gelerek yüz yüze eğitim yapmanın önemi ihmal edilmemelidir. Bu durumda, önerim şu anda yürüttüğümüz yüksek lisans ve doktora derslerinin ½ oranında yüz yüze programlara geçiş konusunda hemen çalışma başlatılabilir. Yani 14 haftalık bir dönemin 7 haftası yüz yüze, 7 haftası online (bir hafta yüz yüze, bir hafta online) şekline yürütülebilir. Ya da 14 haftalık dönemin ilk iki haftası yüz yüze, 7 haftası online, kalan 5 haftası tekrar yüz yüze yapılabilir. Hele online ve yüz yüze eğitimler akşam 18:00’den sonraya planlanırsa üniversiteler ciddi sayıda bir çalışan yetişkine ulaşabilir. Uluslararası eğitim açısından yukarıdaki türden bir programlama kurumlar açısından yeni fırsatlara neden olabilir. Buradan yaratıcı yeni uluslararası yeni çözümlere gidilebilir. Fırsat önümüzdedir, hızlı davranma zamanıdır.
Ben son iki yıldır Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde çalışmaya başladım. Hala dışarıdan bakan bir gözlemcinin avantajlarına sahibim. Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne iki vakıf üniversitesindeki 8 yıllık tecrübemi takiben geldim. Bu kurumda göreve başladıktan sonra edindiğim ilk izlenimler oldukça olumlu. Harika bir kampüs altyapısı var. Öğrencilerin dışarıda vakit geçirebileceği yeşil ve bakımlı bir kampüsü var. Kuruluşunda görev alan ODTÜ’lüler nedeniyle olsa gerek ciddi bir ODTÜ kültürünün izlerini hissedebiliyorsunuz (Bir ODTÜ mezunu ve 17 yıl ODTÜ’de görev yapmış bir akademisyen olarak bunları yazıyorum). Üç yardımcı doçentle apartman katlarında hizmet veren pek çok vakıf üniversitesiyle kıyaslandığında DAÜ gerçekten bir “üniversite.” Çok donanımlı bir akademik kadrosu var, kurumda çok sayıda Profesör ve Doçent görev yapıyor. Bu nedenle olsa gerek Rum tarafı dahil Times’ın 800 dünya üniversitesi listesine giren tek Kıbrıs üniversitesi. Gazimağusa sessiz ve sakin bir şehir. Tam bir öğrenci kenti. Yürüme mesafesine harika bir denizi olan huzurlu ve güvenli küçük bir şehir. ABD’de bu tür iyi kalite kasaba üniversiteleri vardır. Bu açıdan DAÜ bu üniversitelere benziyor.
Örneğin, akademik kadronun kalitesi açısından şu an görev yaptığım Eğitim Fakültesi ile Türkiye’deki hiçbir vakıf üniversitesinin boy ölçüşmesi mümkün değil. Hatta pek çok devlet üniversitesinden de daha donanımlı bir akademik kadro söz konusu. Binalar, derslikler oldukça kaliteli ve üniversitenin oturmuş ve güven veren bir bürokratik işleyişi var.
Covit-19’un sunduğu yeni uzaktan/online eğitim fırsatları da hesaba katıldığında DAÜ’yü heyecanlı bir gelecek bekliyor.
Yeni iş başına gelmiş olan üniversite yönetimimizin bu heyecanlı geleceği inşa etme konusunda üzerlerine düşeni yapacaklarına inanıyorum
Prof. Dr. Hasan Şimşek