Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gözde İyigün, 18-24 Mart Yaşlılar Haftası dolayısıyla “COVID-19 Pandemisinde Yaşlılarda Fizyoterapik Perspektif Gerekli Midir?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Doç. Dr. İyigün, söz konusu yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Ingmar Bergman’ın dediği gibi ‘Yaşlanmak bir dağa tırmanmaya benzer, çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler.’ Yaşlanma bir hastalık değil, doğumla başlayıp ölüme kadar devam eden doğal bir süreçtir. İlerleyen yaşla birlikte solunum, kalp-damar ve kas-iskelet sistemi başta olmak üzere çeşitli sistemlerde birtakım değişiklikler görülür. Ayrıca yaşlılık sürecinde böbreklerde, endokrin sistemde, immün sistemde ve sinir sisteminde bir dizi değişiklikler meydana gelmektedir. Tüm bu değişiklikler yaşlıların, çevresel faktörler ve patolojik süreçlere dayanıklılığını etkileyerek adapte olabilme yeteneğini azaltmaktadır.
Yaşlı bireylerde mevcut olan kronik hastalıklar, bilişsel problemler ve fiziksel problemler, sağlık bakım ihtiyaçlarının karmaşık hale gelmesine neden olmaktadır. Karmaşık sağlık sorunları olan yaşlı bireylerin sağlık bakımlarının başarılı olabilmesi için, birçok farklı sağlık profesyonelinin bir arada çalışması gerekmektedir. Doktor, fizyoterapist, iş-uğraşı terapisti, konuşma terapisti, beslenme uzmanı, psikolog, hemşire ve sosyal çalışma uzmanlarından oluşan ekibin, yaşlı bireylerin kendisi ve ailesiyle iş birliği içerisinde çalışması, yaşlı bireyin rehabilitasyon sürecine aktif katılımını sağlayarak rehabilitasyonun başarısını artırmaktadır.
Yaşlı bireylerin mevcut fonksiyonel kapasitesini mümkün olan en üst düzeye çıkarmak ve korumak amacıyla uygulanan rehabilitasyon uygulamaları ‘geriatrik rehabilitasyon’ olarak adlandırılmaktadır. Fizyoterapi geriatrik rehabilitasyonun ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır. Rehabilitasyon süreci, yaşlı bireylerin bulundukları çevre içerisinde mümkün olan en üst fonksiyonel seviyeye getirilmesi amacıyla yapılan bütün yaklaşımları içermektedir. Bu anlamda; fiziksel fonksiyonların, psikolojik sağlığın ve sosyal bütünleşmenin en üst düzeye çıkarılması, rehabilitasyon sürecinin temel amaçlarındandır. COVID-19 pandemisi; hem doğrudan hastalığın yarattığı etkiler, hem de dolaylı olarak ortaya çıkan sosyal izolasyon, fiziksel hareketlerin kısıtlanması ve sağlık sistemi aksamasının sonucu olarak, yaşlı insanlar için rehabilitasyon gereksinimi yaratmaktadır.”
COVID-19 Hastalığının Etkileri Nelerdir?
“COVID-19, birçok sistem ile ilişkili olan bir solunum yolu enfeksiyonudur. Hastalık şiddeti belirti göstermeyen enfeksiyondan ağır ve ölümcül hastalığa kadar değişmektedir. COVID-19 enfeksiyonu, birden fazla organda işlev bozukluğuna neden olabilir. Hareketsizlik ve yetersiz gıda alımı, hastalarda sarkopeni olarak isimlendirilen kas kütlesi ve güç kaybı için oldukça önemli bir risk faktörü oluşturmaktadır.
Ayrıca COVID-19’un deliryum (özellikle ileri yaştaki hastalarda bilinç bulanıklığı, odaklama sorunu, öfkelenme şeklinde kendini gösteren çoğunlukla geçici bir durum) ve inme gibi çeşitli nörolojik belirtilere de yol açtığı tanımlanmıştır. Ek olarak, ağır hastalıktan kurtulanlar (özellikle yoğun bakım ünitesine kabul edilenler) travma sonrası stres bozukluğu yaşayabilirler. COVID-19 hastalığı bu nedenle fiziksel, bilişsel ve psikolojik işlevleri çeşitli şekillerde etkileyebilmektedir.
COVID-19’un orantısız bir şekilde yaşlı insanları etkilediği açıktır. Bu, hastaneye yatmayı en çok gerektiren ve COVID-19 enfeksiyonundan kaybetme olasılığı en yüksek olan gruptur. Bu enfeksiyon tablosu yaşlı kırılganlığına (biyolojik yaşlanmaya bağlı olarak birçok organ ve sistem fonksiyonlarının gerilemesi sonucunda günlük aktivitelerde ve strese yanıtta etkili olan fizyolojik rezervdeki azalma) neden olabileceği için, kronik hastalık ile yaşayan bireyler daha çok etkileneceklerdir. Bu nedenle, rehabilitasyon stratejilerinin yalnızca COVID-19 hastalığının neden olduğu çok çeşitli problemler ile değil, aynı zamanda önceden var olan kırılganlık ve hastalık yükü yüksek olan kişileri hedef alarak geliştirilmesi gerekir.”
COVID-19 Salgınının Dolaylı Etkileri Nelerdir?
“Pek çok ülkede pandemiyi kontrol altına almak için bir kapanma süreci uygulanmıştır. Bu süreçte özellikle kırılganlığı ve çeşitli hastalıkları olan yaşlı yetişkinler, genellikle genel popülasyondan daha katı bir izolasyona maruz kalmıştır. İzolasyon uygulamaları yaşlıların evlerinde uzun süre vakit geçirmelerini gerektirmiştir, aileler ve arkadaşları ile sosyal iletişimin azalmasının yanı sıra hareketsizlik, denge problemleri ve düşme riski gibi fiziksel problemleri de yanında getirmiştir. Yalnızlık, yaşanan kayıplar ve yoksulluk gibi daha geniş toplumsal sorunlar, yaşlı insanların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemiştir.”
Kimlerin Rehabilitasyona İhtiyacı Vardır?
“Farklı sağlık ve sosyal bakım sistemleri ve COVID-19’un farklı etkileri nedeniyle rehabilitasyon ihtiyaçları ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. COVID-19 enfeksiyonu yaşayan tüm yaşlı insanların rehabilitasyona ihtiyacı olmayacaktır. Rehabilitasyon ihtiyaçları, oldukça az semptomları olanlar için minimalden yoğun, uzun süreli yoğun bakımda yatmış veya başka türlü büyük bir fonksiyon kaybına uğramış hastalar için yoğun, uzun süreli rehabilitasyona kadar değişebilir.
COVID-19’dan en ciddi şekilde etkilenen kişilerin hastanede kalma süresinin uzun olması ve genellikle bu sürenin çoğunu yatakta geçirmiş olmaları nedeniyle fonksiyonel düşüşe katkı sağladığı bilinmektedir. Rehabilitasyona duyulan ihtiyaç sadece hastalığın ciddiyetine değil, aynı zamanda önceden var olan kırılganlığın ve fonksiyonel problemlerin derecesine de bağlıdır.”
COVID-19 Enfeksiyonundan Kurtulan İnsanlar İçin Rehabilitasyon Uygulamaları Nelerdir?
“COVID-19 rehabilitasyonu; nefes darlığı, yorgunluk, kas güçsüzlüğü, deliryum, travma sonrası stres bozukluğu ve diğer problemler olmak üzere Covid-19 enfeksiyonunun tüm sonuçlarını yönetebilecek nitelikte olmalıdır. Bu anlamada her hastanın aerobik egzersiz, kuvvet antrenmanı, denge eğitimi, nefes darlığı yönetimi, enerji tasarrufu, fonksiyonel ve mesleki rehabilitasyon ve psikolojik desteğini içeren özelleştirilmiş bir rehabilitasyon programına ihtiyacı olacaktır.”
Rehabilitasyon Hizmetleri Nerelerde Uygulanabilir?
“Pandemi süreci beraberinde birçok zorlukları da getirmiştir. Örneğin, pandemi sonrası fiziksel aktivite ve egzersiz uygulamalarının uzaktan iletişim yoluyla günlük hayata entegre edilebilmesi gereksinimi doğmuştur. Rehabilitasyonun uygulanabileceği yerler, COVID-19 enfeksiyonun hala sürmekte olması nedeniyle klinik veya hastane temelli hizmetlerden ziyade hastaların kendi evlerinde veya yakınında sunulan hizmetlere daha fazla vurgu yapacak şekilde oluşturulmalıdır. Bu nedenle, rehabilitasyonu desteklemek için dijital bağlantıların kullanılması gündeme gelmiştir. Yüz yüze rehabilitasyon uygulamasının yeniden başlatılabildiği durumlarda bile, rehabilitasyonun geniş ölçekte verimli bir şekilde uygulanmasını sağlamak için bu tür uygulamaların yaşam şeklimizde kalıcı değişiklikler yaratabileceği ön görülmektedir.
Sonuç olarak, COVID-19 pandemisinde yaşlılarda fizyoterapi uygulamaları çeşitli nedenler ile gereklidir. Bu rehabilitasyon uygulamalarında sosyal izolasyon gereksinimi göz önünde bulundurularak çeşitli düzenlemelerin yapılaması gerekmektedir. Bu rehabilitasyon uygulamaları kişisel gereksinimlere göre şekillendirilmeli, yaşlı bireylerin yaşam kalitelerini ve sosyal ihtiyaçlarını şartlar göz önünde bulundurularak mümkün olduğu kadar arttırmayı hedeflemelidir.”