Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehtap Malkoç, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ile ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Malkoç yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“3 Aralık Dünya Engelliler Günü, tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de engellilerin topluma kazandırılması ve haklarının “tam ve diğer insanlara eşit ölçüde” sağlanabilmesi için bir fırsat olarak düşünülmektedir. Engelliliğin öncelikle önlenebilmesi için koruyucu yaklaşımların vurgulanması, engelli bireyin fiziksel, ruhsal, zihinsel sağlık durumunun geliştirilebilmesi için imkanların sağlanması, engellilerin eğitim alma, iş sahibi olma, sosyal katılım haklarının arttırılması ve yasal haklarının geliştirilebilmesi gibi önemli konular için 3 Aralık bir farkındalık günüdür.
Dünyada bir milyardan fazla insan herhangi bir tür engellilik ile yaşamakta, bu insanların yaklaşık 200 milyonu hayatlarını devam ettirme konusunda kayda değer zorluklar yaşamaktadır. Engellilik önümüzdeki yıllarda daha da büyük bir kaygı konusu haline gelecektir. Çünkü yaygınlığı artmaktadır. Nüfusların yaşlanması ve yaşlı insanların engelli hale gelme riskinin daha yüksek olması ile birlikte diyabet, kalp ve damar hastalıkları, kanser ve akıl sağlığı bozuklukları gibi kronik sağlık sorunlarının da küresel olarak artış göstermesi engelliliğin artmasının nedenleridir. Dünya nüfusunun yaşlanması ve kronik hastalıkların artması ile birlikte engelli sayısı da artmaktadır. Dünya nüfusunun %15’inde engellilik durumunun söz konusu olduğu açıklanan verilerle ortaya konulmaktadır. Dezavantajlı gruplar içinde önemli bir kitleyi oluşturan engelli bireylerin sayısı artmaktadır. Dünya Engellilik Raporu’na göre dünya nüfusunun yaklaşık %15’inin engelli bireylerden oluştuğuna dikkat çekilmekte ve bunlar arasında 110 milyon bireyin çok ciddi engele sahip olduğu ve fonksiyon görmede önemli ölçüde güçlük çektikleri bildirilmekte ve yeti yitimi olan bireylerin sağlık, eğitim, istihdam, ulaşım ve bilişim gibi hizmetlere ulaşımda büyük güçlüklerle karşı karşıya kalmakta oldukları vurgulanmaktadır.
Engellilik insan olma halinin bir parçasıdır. Neredeyse herkes yaşamının belli bir noktasında geçiçi veya kalıcı olarak zayıf düşecek ve uzun yıllar yaşayan insanlar işlevlerini yerine getirme konusunda artan zorluklarla karşılaşacaktır. Engellilik karmaşıktır ve engellilik ile bağlantılı dezavantajların üstesinden gelen müdahaleler çoklu ve sistemiktir. Bir ülkede engelli bireyler ve ailelerine verilen önem ve toplum içerisinde bağımsız davranabilmelerinin sağlanabilmesi koşulu aslında toplumun gelişmişliğinin önemli bir göstergesidir. Bu nedenle devlet politikalarının geliştirilmesi, alınan önlemlerin arttırılması, sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve toplumsal eğitime önem verilmesi gibi konular gündeme taşınmalıdır. Toplumun bakış açısını değiştirmek ve engelli bireyin sosyal katılımını sağlamak, ulaşım ve erişim problemlerini azaltmak için gerekli mimari düzenlemelerin yapılması bağımsızlık yönünden engellenen bireylerin üretkenliğini arttıracaktır.
Ülkemizde devlet yöneticileri kadar sivil toplum örgütleri de bu konuda sorumluluğu paylaşmak zorundadır. Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlıklı Yaşam Merkezi (DAÜ-SAYMER) sürekli büyümekte ve gelişmekte olan bir merkez olarak özellikle engellilerimizin fiziksel sağlığını geliştirmek ve topluma kazandırmak adına Mart 2016’dan beri hizmet vermektedir. Alanında uzmanlaşmış sağlık elemanları ile engelli bireyin bütüncül tedavisine fizyoterapist, diyetisyen ve hemşirelik hizmetlerimiz ile katkı sağlıyoruz. Gelişmeleri yakından takip ederek en kaliteli hizmeti sunmaya çalışan DAÜ-SAYMER, güncel tedavi yaklaşımları kullanmakta ve üstün teknolojik cihazları bünyesinde barındırmaktadır. Engelli bireylerin mevcut yetersizliklerini azaltmak, fiziksel becerilerini arttırmak, psikososyal yönden desteklenmek ve günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlıklarını maksimum düzeye çıkarmak hedeflenmektedir. Bu çerçevede, doğumsal veya edinsel kaynaklı fonksiyonel yetersizliği olan özel gereksinimli çocuklar, riskli bebekler (zamanından önce veya düşük doğum ağırlığı ile doğan bebekler), serebral palsi, muskuler tortikollis, spina bifida, brakial pleksus yaralanması, kas hastalıkları, otizm, down sendromu gibi tanı almış çocuklar fizyoterapi açısından değerlendirilerek pediatri alanında uzmanlaşmış fizyoterapistler tarafından tedaviye alınmaktadır. Multidisipliner çalışma anlayışını benimseyen merkezimiz ülkemizde bu yöndeki büyük bir ihtiyacı gidermektedir.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde, fiziksel sağlığın geliştirilmesinde fizyoterapinin önemini vurgulamak yanında ayrıca engelli bireylerin eğitim yaşantısını sürdürebilme ve mesleki kazanım elde edebilmeleri için özellikle binalarda mutlak değişikliklerin yapılması gerektiği üzerinde durmak gerekir. Çevresel mimari düzenlemeler için önlemlerin alınması, engellilerin güvenli ve kolay ulaşımına izin verebilecek şekilde geliştirilebilmelerinin gerekliliği de mutlaka hatırlatılmalıdır.”