Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Umut Altunç, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Dr. Altunç yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Birleşmiş Milletler tarafından 2 Nisan günü ‘Dünya Otizm Farkındalık Günü’ olarak ilan edilmiştir ve bugün nedeniyle özellikle anne-babalara yönelik bilgilendirici yayınlar yapılmaktadır. Otizm, çocukluk çağında ilk belirtileri görülen ve hayat boyu kişiyi etkileyen bir beyin gelişimi bozukluğudur. Son yıllarda genetik alt yapısını aydınlatma açısından umut verici çalışmalar yapılsa da hastalığın nedeni henüz bilinmemektedir. Bazı aşıların bu hastalığın gelişiminde rol oynadığı ileri sürülse de yakın dönemde yapılan çalışmalar bu iddiayı destekleyen herhangi bir bilimsel kanıt göstermemiştir. Hamilelik döneminde annenin Cıva ve Kurşun benzeri ağır metaller ile teması ise bir diğer güncel araştırma konusudur.
Otistik çocuklar kelime anlamına uygun olarak ‘içe dönük’ bir hayat sürdürürler. Genellikle ilk yaşlarda ve sıklıkla erkek çocuklarda ortaya çıkan bu hastalık çok farklı klinik tablolar ile birlikte görülebilir. Bu hastalık grubu otizm spektrum bozukluğu olarak isimlendirilir ve gelişmiş ülkelerin verilerine göre her bin çocuğun altısında bu yelpaze içinden hafif veya ağır derecede belirtiler saptanmaktadır.En erken belirtileri 6. aydan önce başlayabilen Otizme dikkatli gözlemler sonucunda erken tanı konulabilir. Her biri tek başına bir anlam taşımazken belirtilerin pek çoğunun bir arada görülmesi Otizmi düşündürmelidir.
Otizm’in tek tedavi yöntemi ‘Özel Eğitim’ olup, tedavinin başarısı erken tanı ile doğru orantılıdır. Erken tanı ve tedavi ile üniversite okuyup meslek sahibi olan pek çok Otistik birey vardır. Belirtilerin geç fark edilmesi, toplumsal endişe, aile reddi ve geçerliliği olmayan tedavi yöntemleri bu çocukların topluma kazandırılmasına engel olmaktadır. Otizmin belirtilerini sadece ilgili hekim veya çocuk eğitimcilerinin değil, ebeveynlerin de iyi bilmesi gereklidir.
Küçük bir çocukta otizmi düşündüren bazı belirtiler aşağıda sıralanmıştır:
- Çevresine karşı ilgisizdir.
- Olaylara ve insanlara tepkisizdir.
- Genelde tek başınadır.
- İletişim güçlüğü çeker.
- Konuşma zorluğu vardır.
- İnsanlarla temastan kucağa alınmaktan yada sevilmekten hoşlanmaz.
- Göz teması çok az yada hiç yoktur.
- Uygunsuz durumlarda gülebilir veya ağlayabilir.
- Seslere karşı aşırı duyarlı yada duyarsızdır.
- Objeleri kendi etrafında çevirmek ister.
- Sürekli aynı oyunları oynar.
- Herşeyin aynı olmasını ister değişikliklere aşırı tepki verir.
- Aşırı hareketlilik yada hareketsizlik.
- Objelere gereksiz yere bağlanır.
- Bir sebep olmadan strese girer, üzüntü duyar.
- Motor hareket gelişimi düzensizdir.(Topa vuramaz ama küpleri üst üste dizebilir)
- Tekrarlayıcı davranışlar yapar.
- Anlamsız kelimeleri tekrarlar.
- Ellerini kollarını çırpar, olduğu yerde sallanır, kendi etrafında döner.
- Tehlikeye karşı duyarsızdır.
- Acıya karşı duyarsızdır.
Toplumun dikkatini çekmek ve bu konuya olan ilgiyi ve duyarlılığı arttırmak amacıyla bu hastalık yurt dışında A.L.A.R.M koduyla tanıtılmaktadır. Bu slogan hastalığın da bir özeti gibidir:
- Autism is prevalent (Otizm sık görülen bir hastalıktır)
- Listen to parents (Aileleri dinleyin, gözlemlerine önem verin)
- Act early (Erken harekete geçin, erken tanı çok önemli!)
- Refer (Hastaları uygun eğitim merkezlerine sevk edin, eğitim çok önemli!)
- Monitor (Hastaları ve aileleri iyi takip edip destekleyin)
Otizmli bireyleri erken dönemde tanıyabilmek ve onları topluma kazandırabilmek için özellikle sağlık çalışanlarının, eğitimcilerin ve tüm ebeveynlerin bu ALARM’a kulak vermesi gereklidir.”