Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mümtaz Güran, “Antibiyotik Direnci Farkındalık Haftası” nedeniyle antibiyotik kullanımı ve antibiyotik direnci ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Antibiyotikler, Penisilin’in keşfinden beri dünya üzerinde milyarlarca insanın hayatını kurtaran, tıp dünyasının en sık başvurduğu ilaçlardan olup, son yıllarda ise kontrolsüz ve gereksiz kullanım nedeniyle antibiyotik direnci ve yan etkileri tıp biliminin en önemli araştırma konularından birkaçı olmuştur. Kasım ayının 3. Haftasına denk gelen “Antibiyotik Direnci Farkındalık Haftası” kapsamında Yrd. Doç. Dr. Güran yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Antibiyotik Direnci Farkındalık Haftası’nın Önemi:
Antibiyotik direnci günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biridir. İçinde bulunduğumuz bu haftada ise bu problem hakkındaki farkındalığın, bilincin artırılması ve yanlış antibiyotik kullanımının en aza indirgenmesi amacı ile tüm dünyada Antibiyotik Direnci Farkındalık Haftası kapsamında çeşitli aktiviteler düzenlenmektedir.
Antibiyotik Direnç Problemi Tam Olarak Nedir?
Antibiyotik direncinin ne derece büyük bir problem olduğunun anlaşılması için öncelikle antibiyotiklerin ne olduğunun iyice bilinmesi gerekir. Antibiyotikler özellikle bakterilerin, insanlarda yada hayvanlarda neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde veya bu enfeksiyonlardan korunmada kullanılan ilaçlardır. Yani, virüsler gibi mikroorganizmaların etken olduğu grip gibi enfeksiyonlarda etkileri yoktur. Antibiyotik direnci ise antibiyotiklerin bakterilere karşı etkisinin azaldığı ya da tamamen yitirildiği durumu açıklayıcı bir kavramdır. Bakteriler kendilerini çeşitli yollarla değişime uğratarak antibiyotik direnci kazanmaktadır. Böylece dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar sırasında antibiyotiklerle tedavi başarısız olabilmektedir. Bu dirençli bakteriler çeşitli yollarla bulaşabilme ve yayılabilme yeteneğine sahiptir dolayısı ile antibiyotiklere dirençli bakteriler kolayca başka tedavisi zor enfeksiyonlara yol açmaktadır. İşte Antibiyotik Direnç problemi eskiden tedavi edilebilen enfeksiyonların bu şekilde halk sağlığını tehdit eder pozisyona dönüşmesinden dolayı günümüzdeki en önemli sağlık problemlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Antibiyotik Direncine Neden Olan Faktörler Nelerdir?
Temel olarak antibiyotik direnci uygunsuz antibiyotik kullanımı ile ilişkilidir. Antibiyotikleri gerekli dozlardan fazla yada az kullanmak ve en önemlisi gerekmeyen durumlarda kullanmak bakterilerde antibiyotik direnci oluşumunu tetikler. Bu durum hayvancılık endüstrisindeki antibiyotik kullanımı için de geçerlidir ve indirekt olarak insanlardaki dirençli bakteri enfeksiyonlarının da artmasına yol açmaktadır.
Problemin Dünyada ve K.K.T.C`deki Boyutu Nedir?
Antibiyotiklere dirençli bakteri klonları bugün tüm dünyada problem yaratabiliyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşam şartlarından ve reçetesiz antibiyotik satışlarından dolayı enfeksiyon etkeni bakteriler daha kolay yayılabildiğinden daha ciddi problemlere yol açabiliyor. Dirençli bakteri oranlarının çok ciddi boyutlara ulaştığı, salgınların rapor edildiği, pek çok hasta kayıbının yaşandığı ülkeler mevcuttur. Özellikle Tüberküloz, Hastane enfeksiyonları gibi dirençli bakterilerin sorumlu olabileceği enfeksiyonların tedavisinde güçlükler yaşanmaktadır. Bu durum yarattığı sağlık problemlerine ek olarak ekonomik kayıplara da yol açmaktadır. Ülkemizde ise antibiyotik direnci ile ilgili veri sıkıntısı bulunduğundan sorunun boyutunu tam olarak kestirmek mümkün değildir. Ancak reçetesiz antibiyotik satışının henüz geçtiğimiz yıl yasaklanmış olması ve ülke geneli sürveyans verisi eksikliği mevcut olmasına rağmen yapılan sınırlı sayıdaki bilimsel araştırma sorunun ciddi boyutlarda olabileceğini düşündürmektedir. Tüm dünyada bu denli mücadele edilen bir sağlık sorunundan etkilenmemiş olduğumuzu düşünmek iyimser bir yaklaşım olur.
Problemin Daha Da Büyümesini Önlemek İçin Yada Çözüm İçin Neler Yapılmalıdır?
Öncelikle günümüzde yeni geliştirilen antibiyotiklerin de sayısının çok az olması direncin daha büyük bir problem haline gelmesine yol açmaktadır. Dolayısı ile hem insan hem de hayvan sağlığında antibiyotiklerin bilinçli ve akılcı kullanılması gerekmektedir. Bunun için halkın, hekimlerin, veterinerlerin, eczacıların ve yasa yapıcıların üzerine düşeni yapması gerekmektedir. Hastalar reçetesiz antibiyotik kullanımından uzak durmalı mutlaka hekim kontrolünde antibiyotik kullanmalıdır. Hekimler ve veterinerler gerekli prosedürlere uygun antibiyotik kullandırtmalı, hastaları bu konularda bilinçlendirmeli, eczanelerde kesinlikle reçetesiz antibiyotik satışı yapılmamalıdır. Tüm dünyada uygulanan antibiyotik dirençli bakterilerin izlenmesini sağlayan çalışma ağlarına katılmak ve ülkedeki durumu sürekli raporlayıp kontrol altında tutacak laboratuvar altyapısının kurulması, bu konularda bilimsel çalışmalar yapılması da önem arz etmektedir. Gerek tarım, gerekse hayvancılıkta gereksiz antibiyotiklerin kullanımını önleyecek düzenlemelere gidilmeli, farklı amaçlarla bu ilaçların kullanılması yasaklanmalıdır. En önemlisi ülke olarak ulusal planlar geliştirilmeli ve bu konudaki uzmanlarla antibiyotik direncine karşı bir program dahilinde mücadele başlatılmalıdır.