Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mümtaz Güran, 28 Eylül Dünya Kuduz Günü ile ilgili açıklama yaparak, kuduzun, insanlık tarihindeki en eski ve en ölümcül hastalık olduğunu ve hastalığın öneminin anlaşılması ve farkındalığın artırılması amacıyla, bütün dünyanın 28 Eylül’de bu konuya odaklandığını ifade etti.
Yrd. Doç. Dr. Güran, Dünya Kuduz Günü Etkinlikleri aracılığı ile; tedavisi mümkün olmamasına rağmen kuduzun önlenebilir bir hastalık olduğu, buna rağmen dünyada her yıl yaklaşık 55.000 kişinin bu hastalık nedeniyle öldüğü ve bunların yarısının 15 yaş altı çocuklar olduğu gerçeğinin insanlara hatırlatılmasının amaçlandığını açıkladı. Yrd. Doç. Dr. Güran açıklamasında kuduz hastalığı ile ilgili şu ifadelere yer verdi:
Ülkemizde kuduz hastalığının var olmadığı düşünülmektedir. Ancak bu durum kuduz hastalığının göz ardı edilmesi riskini de beraberinde getirmektedir. Şöyle ki, kuduz virüsü tüm dünyada gerek hayvan taşımacılığı yoluyla gerekse göçebe vahşi hayvanlar aracılığı ile ülkeden ülkeye geçiş yapabilmekte ve beklenmedik salgınlara yol açabilmektedir. Dolayısı ile tehlike düşük olsa dahi bu riskin farkında olmak gerekmektedir. Ayrıca kuduzun önlenebilir bir hastalık olması sevindiricidir. Hastalığın önlenmesinde hayvanların rutin olarak aşılanması çok önemlidir. Bu nedenle hayvanlarımızı aşılatarak kendimizi, evcil hayvanlarımızı ve içinde yaşadığımız toplumu korumalıyız. Dolayısı ile kuduzun görülmediği ülkeler arasında kalmamızda Veteriner Dairesi’ne büyük görevler düşmektedir. Mevcut yasaların titizlikle uygulanması ve yukarıda bahsedilen risklerle ilgili farkındalığın göz ardı edilmemesi ile bu hastalığın insanlarımızın sağlığını etkilemesi engellenebilecektir.
Kuduz; genellikle sıcak kanlı hayvanlardan insanlara bulaşan viral bir hastalık olup, çakal, kurt ve tilki gibi doğadaki vahşi memeliler ve eğer aşılanmamışlarsa köpek, kedi, inek, eşek gibi evcil memeli hayvanlar arasında varlığını sürdürür. Kuduzun başlıca bulaşma yolu enfekte hayvanların ısırmasıdır. Ayrıca, bütünlüğü bozulmuş deri veya mukozalardan da enfekte olmuş hayvanın salyası ile bulaşabilir.
Kuduz aşı ile önlenebilir bir hastalıktır ve şu an dünyada 150`den fazla ülke bu hastalıkla mücadele etmektedir. Tüm kuduz vakalarında %99 oranında sorumlu olan köpek ısırmalarında köpeklerin aşılanması hayati önemdedir, dolayısı ile tüm köpek sahiplerinin kuduz aşılarını düzenli yaptırması hastalığın görülmesini engelleyecektir. İnsanlarda ise korunma koruyucu ve önleyici aşılarla sağlanmaktadır. Özellikle riskli grup diye tanımlayabileceğimiz doğa ile sürekli iç içe olan kişilerde, kuduz görülen ülkelere sık sık seyahat edenlerde, laboratuvar çalışanlarında ve çocuklarda koruyucu aşılar kullanılmaktadır. Herhangi bir ısırık olayına maruz kalan kişilerde ise profilaksi amaçlı önleyici aşılamalar yapılmaktadır. Bunun yanında yaraların hızla temizlenmesi ve bol sabunlu suyla yıkanması koruyuculuğu artırmaktadır.
Kuduz hastalığına ilişkin belirtiler görülmeye başladığında, hem insanlar hem de hayvanlar için ölümcüldür. Erişkinlere göre hayvanlarla daha fazla yakın temasta bulunmaları ve ısırılma, tırmalanma gibi durumlarda ailelerine haber vermemeleri sebebiyle çocuklarda kuduz riski daha fazladır. Eğer ısırılırsanız, ısırık yarasını vakit kaybetmeden bol su ve sabunla en az 15 dakika yıkayınız ve derhal bir sağlık kuruluşuna başvurunuz. Hekiminiz gerekli görür ve aşı programına alırsa aşılarınızı aksatmadan yaptırınız. Eğer evcil hayvanınız ısırılırsa hemen bir veteriner hekime danışınız.
Ayrıca, kuduz hastalığının belirtileri ortaya çıktıktan sonra tedavisi mümkün olmadığından ve ölümle sonuçlandığından, kuduz şüpheli temas durumunda özellikle yara tedavisi ile kuduz aşısı ve kuduz antiserumu uygulamalarının hayat kurtarıcı olduğu unutulmamalıdır.